top of page

Satoshi Nakamoto Enstitüsü Türkiye

Satoshi Nakamoto'nun Blockchain Konsensüs Protokolü Diyagramı

I’ve been working on a new electronic cash system that’s fully peer-to-peer, with no trusted third party...

Satoshi Nakamoto

Bitcoin P2P E-cash Paper

Cryptography Mailing List, 31.10.2008

Bitcoin fikri şu anda 15 yaşında. Dedikleri gibi, henüz yolun çok başındayız. Yine de bu kısa süre içinde Bitcoin dünyayı kasıp kavurdu. Şimdiden dünyanın en büyük para birimlerinden biri hâline geldi, küresel bir kullanıcı kitlesi ve dünya çapında tanınan bir marka oluşturdu, birkaç ülkede resmî para birimi olarak ilân edildi ve dünyanın en güçlü kurumları arasında sıkça tartışılan bir konu olmayı başardı.

Bitcoin’in dâhiyane teknolojik ilerlemesi, kullanıcıları için inanılmaz bir potansiyelin kilidini açıyor. Zorluk ayarlı iş ispatı zaman damgası, paralarının değerinin düşürülmediğinden ve paranın yalnızca gerçek sahibi tarafından harcandığından emin olmak için herkesin tüm hesap defterini doğrulamak üzere çalıştırabileceği bir düğüm sistemi oluşturur. Bitcoin betiğinin programlanabilirliği, Lightning Network ve daha nicesinde çoklu imzadan anlık ödemelere kadar karmaşık harcama kurallarına izin verir. Bitcoin türevleri blok zinciri yapısını teknolojinin daha birçok uçuk ve şaibeli uygulamasını yansıtmak için kullanmaktadır ki bu da en azından Bitcoin’in insanı kendine çeken potansiyelinin bir kanıtıdır.

Bitcoin’in teknolojik olanakları ve bunun sonuçları, birçok kişinin iktisat, insan ve toplum hakkında bildiğimiz her şeyin yeniden yazılması gerektiğine inanmasına yol açıyor. Pek çok kişi, hepimizin önüne çıkan fili anlamaya çalışan körlerden farksız olduğumuza inanıyor. Hatta bazıları, Bitcoin’i tanımlamanın bir yolu olmadığını söyleyecek kadar ileri gidiyor. Hatta Altcoin’ciler, geliştirdikleri maymun jpeg mimarisinin oyun teorik teşvik yapısını analiz etmek için sık sık “kriptoekonomi” terimini ortaya atmaya çalışıyor.

Ancak “Bitcoin’in basitçe var olduğu” şiirsel biçimde güzel bir ifadedir. Zira Bitcoin’in küresel ve programlanabilir doğası göz önünde bulundurulduğunda, birinin protokole şimdi ve ayrıca kesinlikle gelecekte değer verebileceği ve kullanabileceği tüm yolları bilmek zordur. Bu kadar büyük potansiyele sahip bir teknolojiye karşı alçakgönüllü olmak akıllıca olacaktır.

Bununla birlikte, tamamen karanlıkta olduğumuza da inanmıyorum.

Bitcoin’den çok önce, şu anda olduğu gibi dünya hakkında sadece varsayımlar sunmakla kalmayıp belirli koşullarından bağımsız olarak insanın doğasına ilişkin zamansız açıklamalar getirmeye çalışan entelektüel gelenekler de vardı.

Bitcoin insanlardan ayrı bir organizma değildir. Bitcoin insandır. Bireyler anahtarları tutar, düğümleri çalıştırır ve iş ispatı gerçekleştirir. Ağ, her ne sebeple olursa olsun kendilerini bu teknolojinin içinde bulan insanların ortaya çıkardığı bir düzendir. İnsanlar dinamik olduğundan ve gelecek belirsiz olduğundan, sosyal bilimleri incelemek için kontrollü deneyler yapamayız. Bunun yerine, insan eylemlerini temel aksiyomlardan başlayarak tümdengelim yöntemiyle inceleriz. Her birey, koşullarını iyileştirmek için elindeki araçları kullanmak üzere kendi çıkarını gözeten seçimler yapar. Bu seçimlerin her biri, seçim mantığı tarafından kıstasa alınır. Avusturya İktisat Geleneği’nde bu mantığın incelenmesine Praksiyoloji adı verilir.

Praksiyolojiyi inceleyerek, insan eylemleri hakkında zamansız gerçekleri ortaya çıkarabiliriz. Böylece insanları sadece veri noktaları olarak değil, amaçlı bireysel aktörler olarak düşünerek, ekonomiyi olduğu gibi anlayabileceğimiz ve gerçek insanların yaptığı gerçek seçimleri kavrayabileceğimiz teorik bir çerçeve oluşturabiliriz. Ayrıca, insan eyleminin yasaları hakkında doğru olduğunu bildiklerimizle çelişkiye düşmeyi gerektiren tarihsel anlatıları göz ardı etmeyi de öğrenebiliriz. Son olarak, insanların belirli koşullar altında nasıl davrandıklarına ilişkin niteliksel ifadelerde bulunabiliriz; bu da piyasanın geleceğine ilişkin niteliksel yargılarda bulunma girişimlerimizi daha iyi yönlendirebilir.

Böyle bir çerçeve, Bitcoin’in ulaştığı bu büyük başarıyı anlamlandırmak için gereklidir. Sadece grafiklere bakmak bizlere yalnızca neler olduğuna dair bilgi verir, ancak bu olayların neden gerçekleştiğine dair anlamlı bir açıklama getirmez. Ludwig von Mises’in İnsan Eylemi’nde işaret ettiği gibi:

“Tarih bize herhangi bir genel kural, ilke ya da kanun öğretemez. Tarihsel bir deneyimden, insan davranışları ve politikaları ile ilgili herhangi bir teori veya teoremi a posteriori olarak soyutlamanın hiçbir yolu yoktur. Tarihin verileri, sistematik praksiyolojik bilgi ile açıklığa kavuşturulamazsa, düzenlenemezse ve yorumlanamazsa, birbirinden kopuk olayların beceriksiz bir birikiminden, bir karmaşa yığınından başka bir şey olmaz.”

Pek çok kişi Bitcoin’in muazzam büyümesi karşısında gafil avlandı, ancak amaçlı insan eyleminin zamansız merceğinden bakanlar, insanların bir mübadele aracının yardımıyla gelecekteki belirsizliklerle nasıl başa çıktıkları ve bir malı bu amaç için en uygun kılan nitelikler hakkında bildiklerine dayanarak teknolojinin potansiyelini görebildiler.

“Kriptoekonomi” türü argümanların belki mühendislik açısından bir değeri olabilir ama Bitcoin’in icadı insanların seçim yapmaları için yeni bir yol da icat etmedi. Bunun yerine, onlara sadece amaçları doğrultusunda kullanabilecekleri ek bir araç verdi. Nitekim iktisadın kuralları aynen Genesis Bloğu’ndan önce olduğu gibidir. Dahası, söz konusu iktisat kuralları, herhangi bir mübadele aracında olduğu gibi Bitcoin türü bir teknolojiyle de hangi temel sorunların çözüldüğünü anlamamıza yardımcı olur ve bu da aslında insanların neye gerçekten değer vereceğinin nasıl değerlendirileceği konusunda önemli bilgiler sağlar. Kriptoekonomiyi bir çerçeve olarak kullananlar, kâğıt üzerinde güzel görünen pek çok hayalî yönetişim fikri ortaya attılar, ancak güvenilir ve doğrulanabilir bir mübadele aracının önemini anlayanlar emniyet, geriye dönük uyumluluk, ademi merkeziyetçilik vb. konulara odaklanmayı bildiler. Bu yaklaşım, Bitcoin’in kral olmaya devam ettiği ölçüde piyasada sürekli olarak kanıtlanmıştır.

Satoshi Nakamoto Enstitüsü’nde, Bitcoin’in neden önemli olduğuna, Bitcoin’in neden başarılı olduğuna ve bunun neden gelecekte de hızlanarak devam edeceğine inandığımıza ışık tutmak için Anarşist-Liberteryen bilgi ve çalışma alanlarıyla birlikte Avusturya İktisat Ekolü’nün takdir edilmesini sağlamayı umuyoruz. Enstitümüzün kuruluş tarihi olan bu 5 Nisan 2023 gününde 48. yaşını kutladığımız ve bizleri sonsuz bir tavşan deliğine davet eden muazzam deha Satoshi Nakamoto’yu ve de onun mutlak özgürleştirici icadı Bitcoin’i asla tam olarak kavrayamayacak ve asla yeteri kadar takdir edemeyecek olsak da, insan eylemlerinin temel mantığını, motivasyonlarını ve sonuçlarını inceleyerek uzun bir yol kat edebiliriz.

bottom of page